”Sözcüklerin Bittiği Yerde Müzik Konuşur!” Hans Christian Andersen Bu cümle ileri safhadaki bazı Alzheimer hastaları için bile geçerlidir. New York’ta klasik müzik eğitimi alan Ezinma Ramsay, Alzheimer hastalığı olan bir adamın kızından haftada bir performans için izin aldı. Bu çalışmanın sonuçları çok şaşırttı. Alzheimer hastası, günler ve isimler gibi en basit konuları bile hatırlamakta güçlük çekerken, performans esnasında çalınan parçaları hafta boyunca
A-Dora Huzurevi, kişi merkezli bakış açısıyla hareket eder. Sakinlerinin güvenlik, beslenme, kişisel bakım gibi ihtiyaçlarının yanında, her bireyin değişen tercihlerine, yeteneklerine ve ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilmiş ve uyarlanmış bir bakım uygular. Sakinlerimizin yaşam kalitesi, fonksiyonel durumları, sosyal işlevsellikleri en üst seviyede tutulmaya çalışılır. Bunu sağlamak için Alzheimer, Demans gibi hastaların ihtiyaçlarını karşılayan bir huzurevinde olması gereken
A-Dora Huzurevi yıllardır Müzik Terapi uygulamalarını devam ettiriyor. Son dönemde ise müzik terapisini daha kurumsal bir hale getirdik. Müzik, Alzheimer ve Demans’lı bireyler ile iletişim kurmanın muhteşem bir yoludur. “Müzik Terapi” nedir? Müzik Terapi ne işe yarar? Araştırmalar müzik dinlemenin ve müzikle uğraşmanın, Alzheimer hastalığı ve Demans’ın diğer türlerinden sahip olan insanlarda duygusal ve davranışsal
Demans’lı babanızla “Babalar Günü” kutlamak! Başlarda varlığını bile hissetmediğiniz bunama zamanla gelişir; birey fiziksel ve zihinsel olarak geriler. Babanız bunamadaki aşamasına bağlı olarak önce doğru kelimeleri bulmakta zorlanır. Demans’ın ilerleyen evrelerindeyse daha da geri düşerek sizinle olan özel bağı da kopar. Ayakta durmakta bile zorlanır. Babalar Günü’nde babanızı mutlu etmek eskisinden biraz daha fazla emek isteyebilir. Ancak yine de bu
Alzheimer hastalığının üç aşaması vardır. Birinci aşamada ara sıra bellek kayıpları ve düşünsel bazı sorunlar vardır. Ancak bu aşamada kişi oldukça yüksek seviyede çalışmaya devam edebilir. İkinci aşama veya orta derece Alzheimer’da kişilik değişikliği ve hafıza kaybı daha belirgin hale gelir. Hasta artık belli konularda bakıma ihtiyaç duyar. Bakıcı ihtiyacı bu aşamadan sonra ortaya çıkar. Bakıcı, hastanın
Alzheimer hafızayı, düşünme becerilerini ve sonunda en basit işleri yapma yeteneğini yavaşça yok eden, geri dönüşü olmayan bir beyin hastalığıdır. Hastalık çoğunlukla 60’lı yaşların ortalarında görülmekle birlikte çok nadir olarak 30’lu yaşlardan sonra da görülebilir. Alzheimer, yaşlı yetişkinlerde en sık rastlanan Demans çeşididir. Hastalık adını Dr. Alois Alzheimer’dan alır. Dr. Alzheimer, 1906 yılında sıra dışı akıl hastalığından ölen hastasının beynini
Alzheimer hastalığı ilk dönemlerde genellikle yavaş ilerler. Ancak bu süreç zamanla hızlanır. Semptomlar bireyin hafızasını, davranışlarını, hareketlerini, konuşmasını, beslenmesini, idrar ve bağırsak fonksiyonlarını ve günlük temel görevlerini zayıflatır. Bu bireyler her yönden bakıma muhtaç hale gelerek, aileleri ve sevdiklerini tanıyamaz hale gelir. Aile bireyleri, doğru tedbirleri almayı Alzheimer’ın ilerleyen aşamalarına kadar erteleyebilirler. Bunun farklı sebepleri
Alzheimer’lı bireyler için özel bir diyet yoktur. Ancak iyi beslenme bazı belirtileri hafifletebilir ve hastaların kendini iyi hissetmesini sağlayabilir. Alzheimer’lı bireylere kolay ve eğlenceli yemekler yapabilmelerini sağlayarak da yardımcı olunabilir. A-Dora Huzurevi’nde haftada en az bir defa bu amaçla “ürettiğini tüket” etkinlikleri düzenlenir. Huzurevi sakinlerinin neşeyle ortak olduğu bu etkinliklerde hem güzel yemekler yapılır hem de keyifli vakit geçirilir.
A-Dora Huzurevleri – Özel Bakım Üniteleri, Maltepe ve Ataşehir şubelerinde en kaliteli hizmeti vermek için çaba harcıyor. Bir huzurevi için kalite ne demektir? Sunulan konaklama olanakları mı, bakım hizmeti mi, günlük etkinlikler mi, güzel yemekler mi? Hangisi? Bu kadar mı? Bütün bunların hepsini ve daha fazlasını her gün misafirlerimize sunuyoruz. Ama bizce kalite, sadece sunulan
İstanbul deyince bugün, erguvanlarla süslü sokaklar veya güzel lale bahçeleri gelmiyor kimsenin aklına. Aynı şekilde İstanbul’da huzurevi deyince eskisi gibi tedirgin de olmuyoruz. Artık uzun yıllar öncesinde kalan geniş aile kavramı, büyük müstakil evler yok. Herhangi bir yerden en yakın başka bir yere gitmenin saatler sürdüğü çağdayız. Sağlıklı insanların dahi birbirlerini bulamadığı ortamda Alzheimer veya